11 Mayıs 2019 Cumartesi

KISSA'DAN HİSSE...







Uzun yıllar önce Bursa’da bir davulcu yaşıyordu…
Ramazan gecelerinde sahurda insanları uyandırmak için davul çalan
adamcağız, geriye kalan 11 ayda ise düğünlerde, şenliklerde, mitinglerde
hünerini sergileyip ekmek parasını kazanıyordu…
Aradan yıllar
geçti, davulcu yaşlandı ve aklına o güne kadar hiç düşünmediği bir soru
gelip oturdu; hayatını ramazan ayları dışında içkili düğünlerde,
eğlencelerde de davul çalarak kazanmış, kefen parasını da bu
kazandıklarından bir kenara ayırmıştı… Aklını kurcalayan soru işte
burada devreye giriyordu:
–Acaba bu kefen parası caiz miydi, değil miydi?..
Düşündü, taşındı Diyanet İşleri Başkanlığı’na danışmaya karar verdi…
Durumu anlatan bir mektup yazıp aynı soruyu sordu, gelen yanıtla
başından aşağıya adeta kaynar sular dökülmüştü:
-Caiz değildir!..
Adamcağız büyük bir üzüntü içinde hikayesini dönemin en ünlü
yazarlarından Hasan Pulur’a yazdı. Mektubu büyük bir şaşkınlık içinde
okuyan Pulur, “Olaylar ve İnsanlar” köşesine taşıyıp, adamcağızın
hikayesini ve Diyanet’in verdiği cevabı anlattıktan sonra şu soruyu
sordu:
–Diyanet “caiz değildir” diyorsa demek ki bir bildiği vardır!
Benim de onlara bir sorum olacak: oradaki din görevlileri maaşlarını
devletten alıyor. Devlet ise bu paraları halktan aldığı vergilerden
ödüyor. Vergi verenlerin içinde meyhanecisi de var, kerhanecisi de var…
Bu durumda aldıkları maaş caiz midir, değil midir?!.
Ortalık karıştı
tabii! Sonunda Diyanet İşleri Başkanlığı, “Konu yanlış anlaşılmış,
yanlış karar verilmiştir. Kefen parası caizdir” açıklaması yaptı!..
-Ruhun şad olsun Hasan Abi…
(Alıntıdır)