15 Nisan 2021 Perşembe

İngiliz Kadınlarının Tarihe Bıraktıktıkları Mesaj

 

'İngiliz kadınları Türk kadınlarından daha mı değersiz?'
1963’te ABD’de de Eşit Ücret Yasası (Equal Pay) çıkmıştı. 1967- 1970 yıllarında ise İngiliz kadınlar verdikleri mücadele ile bu yasanın çıkmasını istiyorlardı. Yasa 1970’te çıkarılabildi. Bu resim o yıllarda yapılan bir gösteriden alınmıştır.
 

 
 
İNGİLİZ KADINLAR, TÜRK KADINLARI İLE KENDİLERİNİ NEDEN KIYASLIYOR
Varoluş Dergisinden Nükhet Serin konuyu şöyle özetliyor:
“1920-1935 dönemi, Türkiye’de kadın haklarının yerleşmesinde önemli zamanlardır. Yeni Türkiye Cumhuriyeti 1924 senesinde eğitimde birliği sağlayan Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile çağdaş demokratik bir eğitim tahsis etti. Bu vesileyle eşit eğitim imkanlarına kavuşan Türk kadını her meslekte kendini yetiştirme şansına erişti. 1926 yılında İsviçre Medenî Kanunu esas alınarak, Türk Medenî Kanunu çıkarıldı. Medenî Kanunun Türk kadınına sağladığı en önemli haklar, çok evlenmenin kalkması ve boşanma hakkının kadınlara da tanınması idi. Ardı ardına gelen bu devrimler sonunda 1934 yılında Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verildi.
Devletlerin çoğunda olduğu gibi İngiltere’de de kadın hakları oldukça sancılı mücadelelerin neticesinde kazanıldı. İngiliz kadınlarının politik eylemleri tabandan gelen bir halk hareketine dönüştü. Cinsiyetlerini ve bireyselliklerini ön planda tutarak geliştirdikleri bu hareket yüzyılları aşan bir geçmişe sahip. Türkiye’de ise kadın hakları kazanımı devlet desteğiyle, “Atatürk’ün ulusal politikası” olarak kısa bir süreçte ortaya çıkmıştır. Bu durum birçok uzman tarafından mücadelesiz bir kazanım gibi yorumlansa da, kazanılan haklar Anadolu kadının ulusal kurtuluş mücadelesinde ortaya koyduğu fedakar duruşun ve modern bir Türk toplumu oluşturma hedefinin neticesidir. Çünkü milletin yükselişi hedefse, tüm fertlerin ilerlemesi zaruridir. Atatürk bu önemli dengeyi şöyle açıklar:
“Mümkün müdür, bir camianın yarısı topraklara zincirlere bağlı kaldıkça, diğer kısmı gökyüzüne yükselebilsin. Şüphe yok, gelişmenin adımları iki cins tarafından arkadaşça atılmalı, gelişme ve yenilik alanında birlikte kesin bir tavır almak gereklidir. Böyle olursa devrim başarılı olur.” (Mustafa Kemal Atatürk / Söylev; 1952: 138)
İngiltere ve Türkiye arasındaki ilişkiler müttefik güçler olmaları nedeniyle 1. Dünya savaşında zirveye ulaştı. Kral Edward’ın 1936’da ülkemizi ziyareti iki ülke arasındaki ilişkilere olumlu yönde yansıdı ve İngiliz basını ülkemizle ilgili tüm gelişmeleri yakından takip etti. Sadece İngilizler değil tüm Avrupa Yeni Türkiye Cumhuriyetinde kadınlara tanınan hakların yasallaşma sürecine tanıklık etti. Fotoğrafta gördüğümüz gibi ülkemizdeki toplumsal ilerlemeler dünya kadınlarının mücadelesini güçlendirdi.
Türk kadın hareketinin ülkemizdeki tarihçesini ve dünyaya yansımalarını özetlemeye çalıştığım yazımı Atatürk’ün 1923’te İzmir’de yaptığı konuşmadan bir bölümle noktalamak istiyorum:
“Eğer bir toplum idealleri uğruna kadın ve erkekle birlikte ilerlemiyorsa, ilmen ilerlemek ve medenileşmek mümkün olmayacaktır. Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir.”

6 Nisan 2021 Salı

Kurtuluş Savaşına Gelen Kırgızlar


 

Şerife Bacı

 


Onbeşliler


 

Şekerci Ökkeş

 

Fransızlar Maraş’ı işgal edip halka saldırmaya başlayınca, hiç tereddüt etmeden cephe hazırlıklarına başladı.
Cepheye giderken annesinin gözleri doldu, küçücük bedenine baktı ve: “Ökkeş'im, henüz çok küçüksün, seni hemen vururlar oğlum!” dedi.
Ökkeş annesinin gözyaşlarını sildi, ona sarıldı ve: “Yaşım küçük ama vatan sevgim büyüktür anne. Eğer şehit olacaksam Türklüğüm, vatanım, milletim, bayrağım ve senin uğruna şehit olacağım. Ben ölmeliyim ki düşman sizlere ilişmesin!” dedi ve cepheye koştu.
Bir daha da gelmedi...