20 Ekim 2021 Çarşamba

Adını daha önce duydunuz mu, bilmiyorum? Ben yeni öğrendim.


 
1966 yılında Quebec - Portneuf'da dünyaya gelmiş.
 
Omuzlarına dökülen uzun kızıl kahve saçları, iri gözleri, çıkık elmacık kemikleri ve iki minik gamzeyle vurgulanmış narin yüzüyle bir "top model"
zannedebilirsiniz, ama değil.
 
Lynda Lemay bir şarkıcı. Repertuarında 500'den fazla "şanson" olduğunu okudum, internet sitesinde. Genizden gelen buğulu bir sesi var, insanin içine işliyor.
 
İşte o şarkı.
 
Lynda Lemay'in bir şarkısını kuzenimin "50. yaş günü"nde dinledim.
 
Şarkının adı "Un homme de 50 ans"... (50 yaşında bir adam!) Sözlerin
Türkçe çevirisini de aldım kuzenimden.
 

 Şöyle diyor:
 
"50 yaşında bir adam arıyorum.
Her düşü kurmuş, her düşü yitirmiş.
Her şeyi istemiş.
Şimdi artık ne istediğini bilen...
 
50 yaşında bir adam arıyorum.
Her borca girmiş, her borcuödemiş.
Sonra yeterince para edinmiş.
Ama paradan gözleri kamaşmamış...
 
50 yaşında bir adam arıyorum.
Yaşamış, her tütünü içmiş, her içkiyi devirmiş.
Yeteri kadar kadın tanımış..
Ve artık başkalarını aramayan...
 
50 yaşında bir adam arıyorum.
Veremeyeceklerinin farkına varmış.
Geçmişi geleceğinden fazlalaşmış.
Ama ancak şimdi yaşamaya başlamış...
 
50 yaşında bir adam arıyorum.
Kendini en kötüye hazırlamış.
Zamanın neleri iyileştirmeyeceğiniöğrenmiş.
Çok cenazeler kaldırmış...
 
50 yaşında bir adam arıyorum.
Gerçeklerle yüzleşebilen,
Yalan söylememe cesaretini edinmiş.
Hislerinden kaçmamayıöğrenmiş...
 
50 yaşında bir adam arıyorum.
Kendini artık ciddiye almayan,
Yüzünde kırışıklıkları olan.
Beni sükûnetle seven.
 
Ve benim için elinden gelecek herşeyi iyi yapan, 50 yaşında bir adam arıyorum."
 
Aznar'ın 'hayat' dersi:
 
Gençlik yıllarımızda birisinin 50 yaşında olduğunu öğrendiğimizde kendimizi bir "canlı cenazeye" bakıyormuş gibi hissederdik.
 
Ellime basmaya iki yıl kala bunun hiç de öyle olmadığını biliyorum artık.
Kadınların ve erkeklerin bir "son kullanma tarihleri" olmadığını, aradan geçen yılların insan yaşamını daha anlamlandırdığını da öğrendim bu süre içinde...
 
Ama sanırım yaşamımın en büyük "50 yaş dersini" de İspanya Başbakanı
Jose Maria Aznar'dan aldım...
 
Aznar, geçen yıl 50 yaşına bastığında politikayı bırakmaya karar  verdi. Aznar, kararının gerekçesini Le Monde'a anlatmış.
 
Şöyle diyor (Erdal Safak'tan aktarıyorum):
 
"Hayattaki her şey gibi iktidarın da bir 'SINIRI' olmalı. Uzatmak faydadan çok zarar getirir. Biliyorum, siyasetçilerin henüz iktidara geldiği ya da iktidara ulaşma umudu taşıdığı yaşta ayrılıyorum. Ama yeni bir yaşama başlamak için de en uygun yaşta bırakmış oluyorum."
 
50 yaşına gelmiş bütün kadınların ve erkeklerin kulaklarına küpe yapmaları gereken bir söz bu. Sadece insanin yaşamdan ne beklediğini en iyi bilebileceği bir yaşta değil, ayni zamanda o yaşamı kurmak için de en uygun yaştasınız..