25 Mayıs 2017 Perşembe

FIKRALAR-7 (10 Kısa Fıkra)

KURNAZ

Meşhur fırsatlar listesine dâhil olalı bir sene olmuştu. Bir davet vererek zaferinin yıldönümünü kutlamak üzere pastanın üzerine on mum koydu. Herkes ona çeşitli hediyeler getirmişti. Masrafsız bir davet yaparak yine o karlıydı. Aradan birkaç hafta geçen kurnaz, bu sefer de doğum günü yapmaya karar verdi. Ama bu sefer fazla gelen olmadı. Davetliler siz senede kaç doğum günü kutlarsınız? Diye sordu. Gülerek mektubun üzerine şu cevabı yazdı. Ben her ölenin yerine her fırsatta doğarım.

DOLAN KOVA

Köylünün biri her akşam bahçeye çıkıp komşusunu gözetlermiş. Komşusu akşamları çeşmenin yanındaki kovaya tas ile bir şeyler koyarak tanrıya şükredip kovayı içeriye alırmış. Bir akşam dayanamayarak komşu demiş. Sen her akşam kovaya ne dolduruyorsun? Komşusu para dolu kovasını göstererek baba nasihati diyerek içeri girmiş. Bunu gören komşu çeşmeden para aktığını sanıp, akşam kovasını alıp çeşmenin başında beklemiş. Ama çeşmeden ne para akmış nede su. Bunun üzerine komşusuna “komşu” demiş ben çeşmenin başında bekledim ama hiçbir şey akmadı. Kovası dolu olan komşusu, terkos gölü dolu ise ben ne yapayım demiş.

EMANET

Adamın biri yolda giderken atını komşusuna emanet edip, senin köpeğinde ahırın kapısında bekler. Atada hiç bir şey olmaz. Komşu atı emanet alır. Lakin komşusu atı almaya gelince atını bulamaz. Komşusuna; at nerde? Diye sorar. Komşusu üzülerek “atın çalındı” der. Nasıl olur? Der. Komşusu köpek size hırsızın geldiğini havlayarak haber vermedi mi? Ben her gece uyku hapı alıyordun bir gece haplarımı bulamadın karım içti sanmıştım. Meğer haplarımın hepsini köpek yutuyormuş. İt uyurken de at yol almış yürümüş.

SAYGILI BAHÇIVAN

Köylü kendisine gelen konuğuna tarlasını dolaştırdı. İşte, dedi buraya sebze ektim. Buraya da meyve ve salatalık… Tarlada bir parça ekilmemiş toprak parçasını görünce, bahçıvana sordu. Bak kardeşim buraya hiçbir şey ekmemişsin. Bahçıvan; orayı da tarlanın asıl sahibine sakladım. Belki bir gün gelir tarlasını arar. Geldiğinde bir boş yeri olsun canı ne isterse onu eksin, der. O kadarına da karışacak değilim ya, bizler saygılı insanlarız.

HASTA DELİKANLI

Genç delikanlı kalbini genç bir kıza kaptırıp, hasta olmuş yatakta yatıyordu; durumunu bilen ailesi doktora anlatarak eve doktor getirdi. Doktor yatakta yatan delikanlıya bakarak, ne yatıyorsun öyle dedi. Kalksana sevdiğin kız ayakta ve bahçede geziyor.

KOLAY REÇETE

Doktora giden kadın derdini anlatıp şikâyete başladı. Doktor, bana yağmur, sis, rutubet, çamur hepsi dokunuyor. Doktor hastanın şikâyetini dinledikten sonra, reçetesini yazıp verdi. Doktorun muayenehanesinden çıkan hasta, merakla reçetesine baktı. Reçetede şöyle yazıyordu. İlk vasıtayla mısıra gidin.

NE YAPARMIŞ?

Çirkince olan genç kız seviştiği delikanlıya nazlanarak sordu. Ben bir başkasıyla evlenirsen ne yaparsın? Delikanlı rahat bir şekilde cevap verdi. O zaman sana hiç korkmadan evlenme teklifi yaparım.

BECERİKLİ GARSON

Gazinoda müşteri önüne gelen kahveyi iterek, bunu geri götür, şekeri az dedi. Az sonra garson ikinci kahveyi getirdi. Bir yudum alıp, buda çok şekerli dedi. Garson üçüncü kez geldiğinde elinde büyük bir fincan kahve vardı. Müşterinin önüne koydu. Bu kahve sizin istediğiniz gibi olmuştur, beğenmediğiniz iki kahveyi de içine karıştırdım dedi.

GEÇ AÇILAN ŞEMSİYE

İki dost konuşuyorlardı. Biri, sorma dedi. Tam kızımı bir başkasına nişanladım gelip benden kızımı istedi. Diğeri üzülme kardeş dedi. Onlar ailece geçmiş yağmura şemsiye açmaya alışmışlar. Onun babası da beni evlendikten sonra gelip beni babamdan istemişti.

HAMİLE KADIN

Hamile kadına karnında olan çocuğun kime benzemesini istediğini sordular. Hamile kadın vallahi dedi, babasına benzemesinde kime benzerse benzesin. Çünkü on beş sene sonra torun sahibi olmak istemiyorum.