20 Şubat 2018 Salı

Bir kitap okudum, ömrüm uzadı

“Bir kitap okudum, ömrüm uzadı” demiştim Sabahattin Ali’nin kitabını okuduğumda. Bu defa çok “mahzunlaştım”. “Garipsedim”, “Üzüldüm” kitabın bittiğine. Neden mi? Artık hızlı okuma tekniklerini kullanmıyorum. Yavaş yavaş okuyorum. Yazar nerede nefes almış, nerede üzülmüş, sevmiş, sevinmiş durup düşünüyorum.” Heceliyorum” dersem inanın. Romanın ya da hikayenin karekterleri ile arkadaş oluyorum. Onlar duyup, hissetmeseler de sohbetlerine katılıyorum. Velhasıl onlarla yaşıyorum ve bitmesin istiyorum. Ne yazık ki bitiyor. Ben şimdi Poulo Coelho’nun “Elif” romanındaki “Yao” gibi bir dostu nereden bulacağım. Peki ya Türk Kızı “Hilal”in şimdi nerelerde ve nasıl yaşadığını ve keman çalmaya devap edip etmediğini nasıl öğreneceğim? Bir bakıma sevinçliyim; Coelho’un yeni hikayesinde mutlaka yeni arkadaşlar edineceğim ve böylece ömrüme ömür katacağım. Ama üzüldüğüm bir husus var: Sabahattin Ali’nin dediği gibi ”huysuzluğum, kitaplarda ki karekterleri gerçek hayatta bulamadığımdan” daha da artacaktır… Not: Yazar Paula Coelho’nun zamanın ve mekanın, yaşadığımız başka hayatların dışında bir yerde ruhun upuzun yollarında ilerleyip ilerlemediğini merak ettim doğrusu… Cihangir Ekmekçi