Besicilik yapanlar veya köyle ilgisi olanlar bilir. Koyundu, keçiydi, sığırdı, etinden sütünden faydalanılan hayvanların erkeği pek makbul değildir.
Keçinin erkeği olan "teke" hepsinden farklıdır. on iki yıl ortalama ömrü olan bu davar türünün erkeği cinsel açıdan çok aktiftir.
Nedendir bilinmez yaş yarıyı geçtikten, hele dokuzu onu bulduktan sonra sürüdeki yavrulara musallat olur. Yetişkinlere ilgi duymaz, kuzu dediğimiz yaştakilerle hissi ilişki kurmak ister.
Çoban milletinin kelime haznesi "üç yüz" sayısı ile sınırlı olmasa bu teke davranışına mutlaka "erkek teke sendromu" gibi fiyakalı bir isim takarlardı.
Tabii bir de "pişikoljci" eğitimi alsalardı.
Gök kubbe yarılsa bildiklerini okurlar.
İnsan türünün erkeğinde de bu haller vardır.
Temsil, otuz sene sakin sakin geçen bir evlilikten sonra bakarsınız ki adam; yaşına başına, hatta sosyal statüsüne uygun olmayan birine kaçmış.
Gözü bir şey görmez, laf dinlemez, nasihat heyetlerini kabul etmez, yukarıda gök kubbe yarılsa o bildiğini okur. Evi, barkı terk eder, kaçtığı kadına teslim olur.
İşi bilenler böyle bir duruma hemen "erkek teke sendromu yaşıyor." teşhisini koyarlar. Erkekte andropoz döneminin birinci ayağı budur.
Türkiye’nin gündemine arka arkaya birkaç "erkek teke sendromu" vak’ası düştü. Ne kadar kadın köşe yazarı varsa kafası karıştı.
Kimi bu erkekleri lanetledi, kimi hemcinslerine "akıllı olun, fevri davranmayın, geçici bir durumdur" fikirleri verdi. Kimi de suçu kadınlarda bulan yazılar yazdı.
İlk şiddetli krizden sonra pişman olurlar, bunların okuyana yan etkisi yok.
Çare çözüm göstermektir. ne yazık ki çaresi de yok.
Bu sendromu yaşayan erkeklerin büyük bir bölümü, ilk şiddetli krizden sonra kendine gelir, pişmanlık duyar.
Araya giren "nasihat heyetlerinin" lafını dinleyip evine geri döner.
O andan itibaren de azgın tekeliği gitmiş, kasabın bıçağını yalayan gamsız bir öküze dönmüştür.
Artık ondan, evin kadınına da hayır gelmez.
Sağlıklı hayat meraklısı olurlar
Adam zenginse ailesi onu bir hayır kurumunun başına geçirir. Temsil, en yakın mekteplerden birine "okul aile birliği başkanı" yaparlar.
Adam orta halliyse yeniden sosyalleşmesi zor olduğundan onu hacca göndermekten başka çare kalmaz.
Hacca gider, evdeki karı niyetine şeytan taşlar, böyle deşarj olur.
Eve hiç dönmeyenlerin durumuna gelince. bunlar "erkek teke sendromunu" en ağır yaşayanlardır.
Dönüşü olmayan bir yola girdiklerini bilir, hayatlarının bundan sonraki bölümünü ona göre düzenlemeye çalışırlar.
Önce kendilerine olan düşkünlükleri artar, sağlıklı hayat meraklısı olurlar. sıkı diyet uygularlar. Genç işi giyim kuşama dadanır, spor giyinmeye çalışırlar; "bütün dertleri; uğruna evi terk ettikleri genç kadınla aralarındaki yaş farkını ört bas etmeye çalışmaktır."
Nüfusa gidip yaşlarını küçültmek mümkün olmadığından kendilerini estetikçilere teslim ederler. Geçkin erkeğin sarkık derisinden bu sektör sebeplenir.
Seyrettiği kanaldan anlayabilirsiniz.
"Erkek teke sendromu"nun erkekteki ilk belirtisi televizyon başında ortaya çıkar.
Tek başına televizyon izleyen bir erkek lig tv’yi, haber kanallarını, aksiyon filmlerini seyretmiyor da elma gibi, sinek gibi gençlerin kanallarına takılıyorsa fikri bozulmuş demektir.
Özellikle MTV veya Number One kanalında klip izliyorsa bilin ki çoktan kararını vermiştir.
Hele hele Fashion TV’nin başından kalkmıyorsa gözü iyice kararmıştır ki karısının o erkekle her türlü ağız dalaşından uzak durması icap eder. Özellikle de "senin için saçımı süpürge ettim" cümlesini fikir tartışmalarında kullanması sakıncalıdır.
Çünkü bu durumda erkeğin gözü kadının saçına takılır. O saçların süpürgeye benzetilmesi için kuaföre ödenen yedi yüz, sekiz yüz liranın kendi cebinden çıktığını hatırlar, iyi olmaz.
İkinci kategoriye girenlerin tedavisi yoktur. Hapı da keşfedilmediğinden ağızdan ilaç alınması suretiyle sakinleştirilmeleri imkánsızdır.
Eskiler bu durumu "azgınlaşma" ve "teneşir" ilişkisiyle açıklamışlar. Ben keyfinizi kaçırmamak için adını doğrudan telaffuz etmiyorum.
Ağızdan ilaç almakla tedavisi mümkün olmayan bu "teke sendromuna girmiş" erkeklerin gönül maceralarına son nokta teneşirde konulur.
Bunun için de bir parça pamuk yeterlidir...(Alıntıdır.)