12 Nisan 2019 Cuma

Umut budur işte


Umut budur işte ;gurur budur işte;insan budur işte,





FİLLİ BOYA’NIN SAHİBİ - GÖZDE AKPINAR





Henüz 25 yaşındaydı.
Babasını kaybetti.
Babasının prensesiydi.
Ailenin tek çocuğuydu.
Sektöründe Avrupa'nın en büyük fabrikası, 340 trilyon liralık devasa ciro ve binlerce çalışanın sorumluluğu omuzlarına kaldı.
Cesareti vardı ama, tecrübesi yoktu. Üstelik, babası ona daima nasihat
ederdi, “kaç kişi çalıştırıyorsan, o kadar insan akşam çorbasını
içiyorsa, yüzün gülsün, yok eğer o insanlar akşam aç kalıyorsa, sen de
aç kal” derdi.





Bu sözler kulaklarında çın çın çınlıyordu, altında
ezilmeden taşıyabilmesi için zamana ihtiyacı vardı, pişmesi
gerekiyordu. Şirketin yönetimini aile dostlarına ve profesyonellere
bıraktı, kendi şirketine yönetim kurulu üyesi olarak katıldı. Öğrendi,
öğrendi, öğrendi. 29 yaşında kendini hazır hissetti. Direksiyona geçti.
Yönetim kurulu başkanlığı koltuğuna oturdu. Kriz ortamıydı. Herkes
kemerleri sıkmaya gayret ederken, o tam tersini yaptı, Türkiye'ye olan
güveniyle yatırımını arttırdı, herkes küçüldü, o büyüdü.






Babasının kendisine bıraktığını ikiye katladı, fabrika sayısını dörde
çıkardı, çalışan sayısını üçe katladı. Vergi rekortmenleri listesinin
değişmez ismi oldu. Türkiye'nin en güçlü 50 işkadınından biri oldu.
Babasının vasiyeti gereği, kazandığını, toplumla paylaştı. Sosyal
sorumluluk projelerine büyük önem verdi. Özellikle kadınlar için, fırsat
eşitliğinden faydalanamayan kızlar için çaba harcadı. Aile
Bakanlığı'yla işbirliği yaptı, “kadın ustalar” projesini hayata geçirdi,
kadınlara 15 şehirde meslek eğitimi verip, iş hayatına kazandırdı.






Özgecan vahşice katledildiğinde, 30 televizyon kanalının reklam
kuşaklarını eşzamanlı olarak satın aldı, yarım dakika boyunca simsiyah
karartı. Ne logo vardı, ne marka… Zifiri karanlıkta sadece “Özgecan
için” yazıyordu. Ticari kaygıyla değil, toplumsal bilinci arttırmak için
yapılmıştı. Tokat gibi çarptı. Kadına yönelik şiddette böylesine etkili
bir reklam tarihte görülmedi. “Bir kadın ve bir kız çocuğu annesi
olarak, bu sorunu ruhumun derinliklerinde hissediyorum” düşüncesiyle.






Kadına yönelik şiddete dur demek için atılan her adımda yeraldı, her
projeye katkı sağladı, para harcadı, mesai harcadı. Şiddet mağduru 12
kadının hayat hikayesinin anlatıldığı “Ölümcül Yaralı” isimli
uluslararası farkındalık projesine İstanbul'da evsahipliği yaptı.
Tübitak ve Boğaziçi Üniversitesi'yle birlikte yoksul kız çocuklarımız
için Bilim Kampı düzenledi.