25 Mayıs 2016 Çarşamba

Evimde misafir odası yok.

Evimde misafir odası yok. Evin her yerinde ailemle birlikte yaşıyoruz. Misafir için ayırdığım yemek takımlarım, çatal kaşık takımlarım da yok. En iyileriyle kendimiz yiyoruz. Misafir gelirse onlara da çıkarıyoruz bizimkilerin aynısından.... Biri evime geldiğinde evim dağınıksa panik de olmuyorum ben. Evimi değil beni görmeye geliyor benim sevdiklerim, sevenlerim... Bu yüzden ev dağıldı diye kızmam çocuklarıma, beraber dağıtıyor beraber topluyoruz. Şimdiye kadar çıkmayan tek bir leke olmadı yaptığımız faaliyetlerde. Hiç bir ev işi "anneee" diye seslenen çocuğumdan daha önemli olmadı benim için. Hiçbir zaman kızmadım büyükler sohbet ederken araya girip fikrini söyledi diye. Dinlemeyen büyükleri ikaz ettim aksine "yavrum size bir şey söylüyor" diye. Evimde mutluluktan daha fazla önemsediğim hiçbir şey yok benim. Bu yüzden beni mutsuz etmeye çalışan insanların ne söyledikleriyle de ilgilenmiyorum. Hayatıma kattığım insanları da böyle insanlardan seçmeye çalışıyorum. Ailemin huzuru, komşumun, akrabalarımın evimle ya da çocuklarımla ilgili ne düşündüğünden çok daha önemli. Bu kadar üzüp kasmayın kendinizi insanlar için. Şu ne der, bu ne der diye düşünmeyin, ev kirlenir, üzeri kirlenir diye engellemeyin çocuklarınızı ne olur. GERİ GETİREMEYECEĞİNİZ TEK ŞEY ONLARIN BU YAŞLARI OLACAK...