30 Nisan 2020 Perşembe

Bil Gates'e : "Bu dünyada senden daha zengini var mı?" Diye sordular..

Bil Gates'e : "Bu dünyada senden daha zengini var mı?" Diye sordular..
Gates: "Evet benden daha zengini var.."
Ona: "Peki kim bu?" diye sordular.
Gates: "Eğitimi tamamlayıp Microsoft şirketini kurmaya karar aşamasında bir uçuş öncesinde Newyork havaalanındaydım.. Birden gözüme gazete satıcısı ilişti... Elindeki gazetelerin birindeki başlık ilgilimi çekti.. Elimi cebime attım ama hiç bozuk param yoktu.. Oradan uzaklaşmak üzere ayrılıyordum ki..
Siyahi genç delikanlı birden atılarak: "beyefendi buyurun gazete benden size hediyem olsun.." dedi. Ben de ona: "elimde bozuk param yok " dedim.
O da: "Sana ben onu hediye ediyorum" dedi.
Bu olaydan 3 ay sonra yolcuğum aynı havaalanına denk geldi..
Gözüm bir gazeteye ilişti.. Elimi cebime attım ama yine bozuk param yoktu. Aynı çocuk geldi: "gazeteyi al" dedi.
Ben de ona: "oğlum geçen gün aynı durum yaşandı. Sen bu durumla her karşılaştığında insanlara gazeteyi hediye mi ediyorsun?" dedim..
Dedi ki: "Tabi ki.. Ben verdiğimde, tüm kalbimle veriyorum. Bu beni mutlu edip rahat kılıyor...
Bil Gates diyor ki: "Bu cümle benim aklımı o kadar kurcaladı ki daima, acaba çocuk hangi mantık esasına ve hangi hissiyata göre böyle söylüyordu.."
19 yıl aradan sonra... Ekonomik gücümün doruğuna ulaşıp, dünyanın en zengin adamı olduğumda.. Bu genç delikanlının iyiliğinin karşılığını verebilmek için onu arayıp bulmaları için bir grup oluşturdum.. Onlara falan havaalanına gidin ve bana gazete satıcısı siyahi genç delikanlıyı bulun dedim. Bir buçuk ay aradan sonra alanın birinde bekçilik yaptığını öğrendim... Ona bir davetiye gönderip ofisimde ağırladım. Ona "beni tanıyor musun?" diye sordum.
O da: "Tabi ki sen Bil Gates'sin herkes seni tanır"
Ona: "Hatırlar mısın sen ufakken gazete satıyordun bende bozuk yoktu ve sen bana gazeteyi hediye ettin. Bunu neden yaptın?
O da: "Belli kesin bir nedeni yok. Yalnız birine karşılık beklemeden bir şey verdiğim zaman mutluluk duyuyorum ve bu da beni rahat ve huzurlu kılıyor" dedi.
Ona dedim ki: "Sana iyiliğinin karşılığını vermek istiyorum.. Dile benden ne dilersen..!"
Dedi ki: "Nasıl.."
Ona: "Sana istediğin ne ise vereceğim.."
Gülerken bana dedi ki: "Ne istersem onu mu? Bu gerçek mi?"
Ona: "Evet. Ne istersen vereceğim.."
O da: "Size teşekkür ediyorum beyefendi. Fakat hiç bir şeye ihtiyacım yok..."
Ona: "Bir şey istemen lazım senin iyiliğinin karşılığını telafi etmek istiyorum.."
O da: "Sayın Bil Gates her şeyi yapacak gücün var ama benim iyiliğimi telafi edemezsin.."
Ona: "Ne demek istiyorsun ve nasıl olur da telafi edemem"
O da: "Seninle benim aramızdaki fark ben sana yoksulluğumun doruğunda verdim, ama sen zenginliğinin doruğunda bana veriyorsun, bu da durumu telafi etmez... Ama senin yaptığın (karşılık vermeye çalışman) bu güzellik beni çok mutlu etti.. Teşekkür ederim"

Bil Gates anlatıyor: "İşte o sözü kendisinin benden daha zengin olduğunu hissetmeme neden oldu...
Çünkü en makbul verme çeşidi, senin ihtiyacın var iken vermen.. Çocuğun bana yaptığı da budur..
Ömer Tanrıöver