8 Eylül 2017 Cuma

FIKRALAR-41 (10 KISA FIKRA)

VAPURDA

Vapur Haydarpaşa’yı geçince biletç,i köşede duran bozuk kıyafetli adama yaklaşarak “bildiniz” dedi.
Adam cebini karıştırararak bulduğu tramvay ikincisi biletini ona uzatarak “afedersiniz” dedi, “bundan başkasını bulamadım” dedi.
Biletçi aksileşerek “vapurda tramvay bileti geçer mi hiç? Şİmdi ceza keseceğim. “ dedi.
Adam ona yavaşça sokularak “makbuzu ziyan etmiş olursunzu, çünkü param yok. Ama isterseniz burada hemen vapurdan inerim. Zaten moda plajına gidiyordum. Fazla mesafe yok sayılır.” dedikten sonra ceketini çıkarıp biletçiye laf bırakmadan denize atladı. Ceketi de vapurda kalmıştı. Kendi kendine mırıldanarak şöyle dedi: “Plaj kabinlerinde ceketten bol ne var ki? Zaten bunu da geeçen hafta Suadiye plajında giymiştim. imdi beliki içinde para olanına rastlarız.”

HAZIR CEVAP

Gazete idarehanesine girerken üstübaşı mürekkep lekeleri içindeydi.
Daha yazı işleri müdürlüğünde müdür onun bu haline bakınca, otomatikman müdüre vevap verdi:
- Sormayın dostum, dedi, son yazdığım romandaki aşkınlekelri benim üzerime yapışıp kaldı.

KALP BOŞALTMASI

Kalbim hasta diye doktora gitmişti. Doktor sordu:
- Kalbinizde ne var?
Hasta:
- Aman, dedi. Zekiye, Fikriye, Nehriye, Nispiye, hepsi de var. Öyle çok kavga ediyorlarki birbirleriyle. Bazen beni öldürecek hale geliyorlar.
Doktor:
Size vereceğim ilk reçete, önce bir boşaltma yapmanızdır, dedi.

KAÇIRMA

Mahallede zenginlerden birinin karısı ölmüş. Tam gömecekleri sırada tabutun hafifliğini farketmişler. Şüphelenerek açmışlar. Bakmışlar ki ölü kayıp, tabut boş. Kopmuş bir kıtamet, “ölüyü kim çaldı?” diye. Ölenin kocası telaşa düşmüş.
Hoca:
- Yahu diri kadın tamam da, ölü de kaçırılır mı hiç, insaf, demiş.
Koca:
- Tabi kaçırılır hocam. O değerde pırlanta taşlı yüzüğü yuttuktan sonra ölmüştü.

YUTTURMA

Herifin biri lokantaya girmiş. Garson önünde reverans verince, “getir bakalım bir kılıç balığı” demiş.
Az sonra garson tabak içinde balığı getirmiş. Herif bakmış defne yaprakları arasında yatan balık palamuda benziyor. Çatalıyla da tadına bakmış ki her gün yediği adi palamut balığı. Hemen garsona seslenmiş. Garson gelerek başını eğerek “buyurun” demiş.
- Sen galiba ölen bütün balıkları aynı isimle törene yabi tutup gömüyorsun. Ama ben palamudun ölüsünü kılıç diye yutmam. demiş.

KAYIP

İki arkadaş hep birlikte gezerler, aynı kahvede aynı oyunları oynarlardı. Bunlardan biri uzun zamandır kahveye yalnız geliyordu. Merak eden kahve sahibi dayanamayarak “arkadaşınız nerde?” diye sordu. Arkadaşı teessüfle “maalesef onu kaybettim” dedi.
Kayveci öldüğünü zannederek üzülüp “başınız sağ olsun” dedi. Fakat adam “hayır, öyle diğil” dedi.
- Geçen ay borç para vermiştim, bir daha da uğramadı.

ATEŞLİ

Karısının ateşli olduğunu farkeden kocası yaklaşarak:
Karıcığım senin ateşin var galiba. Dudağına bir bakayım, anlarım, deyince kadın:
- Amanın, demiş, dün gelen yaşlı hekim de bugün gelen genç hekim de hep öyle baktılar. Sen en iyisi bie derece koyuver de hakikati anlayalım, demiş.

HEMŞİRE

Hastayı soyunurken gören hemşire öğürerek “seni görünce iştahım kesildi. Sen pissin, hem de çok pissin” dedi.
Ertesi günhemşireyi soyunuk gören hasta, hemşireye:
- Vücudunuz o kadar güzel ki, sizi seyredince iştahım açılıyor, dedi. Söyleyin de iştah iğnelerini kessinler, sizi çıplak seyretmek bana kafii.

MİSKİNLER

Duvarlara yapıştılan ilanlarla miskinler tekkesinde çalışacak adam aranıyordu. Bunu gören iki kişi ilanı okumaya başladılar.
Biri diğerine:
- O okuduğun nedir ki, boyuna esneyip duruyorsun, dedi. Diğeri:
- Miskinler tekkesinden iş verme teklifi. Daha ilanı bile adama uyku veriyor, bir de işe girsek acaba nasıl çalışırız.

İKİ TEMBEL

İki tembel yolda aheste yürüyorlardı.Biri para çantasını yere düşürdü. Yanındaki diğeri de eğilip yerden alır diye hiç seslenmeden yürümüş. Yanındaki de görmüş ama eğilip almaya üşenmiş. Derken çantayı orada bırakıp yürümüşler. Bacakları yorulunca bir vasıtaya binmeye karar vermişler. Lakin paraları yok. Bir araba çevirmişler, şöföre:
- A, sen bizi evimize kadar götür. Sonra dönerken önüne çıkak, düşürdüğümüz çantayı alırsın. İçindekinin yarısı senin olur yarısı da bizim, demişler.
Şoför hayretle müşterilere bakıp:
- O çantayı yarım saat önce ben bulmuştum. Parayı harcadım bile. Ama size acıdığım için, evinize bırakayım bari.