22 Aralık 2017 Cuma

KAZAK ABDAL TEKKESİ DENİZLİ

Yukarı Tekke Mevkii’nde MESKEN/MEKÂN tutan Kazak Abdal’ “Romanya Türklerindendir. On yedinci yüzyılda yaşadığı sanılan bir ozandır. Şiirlerinin bir kısmı hiciv örnekleriyle doludur. Dili yalın ve sadedir. Rahat okunur. Şiirleri güncelliğini halen korumaktadır. Kazak Abdal'ın, Bektaşi gelenekleri içinde, yaşam öyküsü ilgi çekicidir. Bu öykü Turgut Koca'nın Bektaşi Şairleri ve Nefesleri kitabında şöyle anlatılmaktadır: ''Rus Çarı'nın kızı bir çocuk doğurur. Fakat bu çocuk, annesinden süt emmez. Bu duruma ne hekimler, ne de papazlar çare bulamazlar. Sonunda Deliorman dergâhından, Rusya'dan Tuz parası almak üzere gelen Demir Baba'ya: ''Sen keramet ehli bir azizsin. Bu çocuğu tutulduğu hastalıktan kurtar.'' diye yalvarırlar. Demir Baba da: ''Bu çocuğun süt emmesini sağlar isem, tekkeme nezreder misiniz?'' der. Kabul ederler. Demir Baba çocuğa: ''Em!'' der. Çocuk, anasının memesini emer. Delikanlılık çağına erince, Demir Baba dergâhına gönderirler. Böylece Demir Baba, çocuğu evlat edinir. Adını Ahmed kor. Bu çocuk daha sonraları Balım Sultan'a giderek, el alır ve adı da ''Kazak Abdal'' olur''. Söylence böyle bitiyor. (Türkü Sitesi)” Benim pirim Hacı Bektaş Veli'dirPirim piri Şâh-ı Merdân Ali'dirSeyit Ali Sultan Kızıl Deli'dirMürsel Baba oğlu Sultan Balı'dır Bu deyişi ile de, YOL süreneğini söylüyor, “Kazak Abdal'ın Romanya Türklerinden olduğu söylenmektedir. Hayali bir resmi de yapılmıştır. Bir şiirinden ise asıl adının Ahmet olduğu anlaşılıyor. Kendine özgü ve gerçekçi bir bakışı vardır. Ali sevgisi Ali'de Tanrı'nın dile geldiği, görünüş alanına çıktığı, onun insan biçiminde tanrı olduğu inançla anılır, anlatılır. Kazak Abdal'ın toplumsal kurumları, yerleşik inançları, gelenekleri yeren iki şiiri gü-nümüzde de değerini korumaktadır. Belli bir toplumsal düzenin oluşturduğu insanın alabildiğine yerildiği bu şiirler, yerginin ötesinde mizahi öğeler de taşır. Azmi'yi ve Kaygusuz Abdal'ı anımsatır. Ali de Tanrı'nın dile geldiğini görünüş alanına çıktığını söyler. Tanrı'yı insanlaştırır. Yerici alaycı tutumu, güldürücü diliyle yobazlara, sofulara kulaktan dolma tutarsız bilgilerle bilgin görünmeye çalışan cahillere ses kalabalığı ile başkalarını susturmaya çalışanlara şiirlerinde sataşır, onların olumsuz yanlarını sergiler. Aslında şiirleri açıktır, yoruma gerek duymaz. Yerginin içinde gerçeği sunar. Kimlere çattığını açıkça söyler Eşeği Saldım Çayıra Otlaya Karnın Doyura Gördüğü Düşü Hayra Yoranın Da Avradını Münkir Münafıkın Soyu Yıktı Harap Etti Köyü Mezarına Bir Tas Suyu Dökenin De Avradını Derince Kazın Kuyusun İnim İnim İnilesin Kefen Dikmeye İğnesin Verenin De Avradını Dağdan Tahta İndirenin Iskatına Oturanın Hizmetini Bitirenin İmamın Da Avradını Müfsidin Bir De Gammazın Mali Vardır Da Yemezin İkisin Meyyit Namazın Kılanın Da Avradını Kazak Abdal Nutk Eyledi Cümle Halkı Dahleyledi Sorarlarsa Kim Söyledi Soranın Da Avradını Ormanda büyüyen adam azgını Çarşıda pazarda insan beğenmez Medrese kaçkını softa bozgunu Selam vermeğe dervişan beğenmez Alemi taneder yanına varsan Seni yanıltır mes'ele sorsan Bir cim çıkmaz eğer kamını yarsan Camiye gelir de erkan beğenmez Elin kapusunda kul kardaş olan Bumu sümüklü hem gözü yaş olan Bayramdan bayrama bir traş olan Berber dükkanında oğlan beğenmez Dağlarda bayırda gezen bir yörük Kimi timarlı sipahi kimi serbölük Bir elife dili dönmiyen hödük Şehristana gelir ezan beğenmez Bir çubuğu vardır gayet küçücek Zu'mu fasidince keyif sürecek Kırık çanağı yok ayran içecek Kahveye gelir de fincan beğenmez Yaz olunca yayla yayla göçenler Topuz korkusundan şardan kaçanlar Meşe yaprağını kıyıp içenler Rumeli Yenicesi duhan beğenmez Aslında, neslinde giymemiş hare İş gelmez elinden gitmez bir kare Sandığı gömleksiz duran mekkare Bedestana gelir kaftan beğenmez Kazak Abdal söyler bu türlü sözü Yoğurt ayran ile hallolmuş özü Köyden şehre gelse bir Türkün kızı İnci yakut ister mercan beğenmez Bu deyişinde de yine, Kendini beğenmiş, softa kılıklı insanlara yönelik eleştirisel bir şiiridir. Yukarı Tekke mevkiinin de yer tutmuş olan Türbe ve dergâhı, son tekke Babaları tarafından korunmakta, dağ yamacında olan bölgede sadece Türbedarları oturmaktalar, hemen göze ilk çarpan Türbedarın oturduğu ev ve yanında farklı amaçlarla kullanılan bina ve barakalar var, EV sakinleri ile selamlaştık, Türbeyi ve tekkeyi görmek istediğimizi söyledik, bizi güler yüzle ve hoş sefa ile karşıladılar, buyur ettiler, Kazak Abdalın Dergahı ve Türbesi evlerin arka tarafında , oraya geçtiğimizde, Çatısı göçmüş, yan ve arka duvarları göçmüş, yıkılmış, ön yüzü ayakta duran bir virane ile karşılaştık, işte bu bina bir Dönem Dergah olarak kullanılmış.