16 Ağustos 2020 Pazar

STELYO BERBERAKİS


Büyük dedem Çanakkale Savaşı’nda Osmanlı ordusunun neferi iken
İngilizlere karşı savaşarak yaralandı.
Babam, iki yıl normal, 2’inci Dünya Savaşı’nda iki yıl seferberlik ve yalnız
Rum, Ermeni ve Yahudilere uygulanan Varlık Vergisi nedeniyle...
Aşkale’ye sürgünlüğü dahil bu ülkenin vatandaşı olarak tam yedi yıl askerlik yaptı.
O dönem babamla nişanlı olan annem tam yedi yıl askerden
dönmesini bekledi.
Ankara’da doğup büyüyen, nüfus kütüğü İstanbul Kadıköy’de kayıtlı
olan İstanbullu bir Rum ailelinin ferdiyim.
1955’te, 6-7 Eylül Olayları’nda İstanbul Yeniköy’de vaftiz oldum ve o gece
her yer darmadağın oldu.
Ankara’da ODTÜ sınavını kazandığım halde sol hareketlerde yer alma
iştahıma karşı babam beni “Bu ülkede hem gavur hem komünist
olunmaz” diyerek beni yurt dışına gönderdi.
Geri döndüm ve Türkiye’de malım mülküm olmadığı halde, sırf
Türkiye’ye ‘turist olarak’ gelmemek için hiçbir sorun yaşamadan
askerliğimi yaptım. Askerliğimde Türkçe bilmeyenlere Türkçe dersleri
verdim.
Doğduğum günden beri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kimliğim
ve pasaportumla, Türk kökenli vatandaşlar yurt dışında ne denli
işlem sıkıntısı çekiyorsa ben de aynı sıkıntıları yaşamayı tercih
ettim..
Bunun üzerine ‘Yunanlı gazeteci’ demenin bilgisizlik olduğuna
inanıyor ve bunun bir şekilde tekzip edilmesini rica ediyorum. Değilse eğer, kusura bakmayın ama ben, -belki de aşağılamak için-
kastettiğiniz gibi hiçbir zaman ‘Yunanlı gazeteci’ olmadım ve değilim.
Çünkü ‘Yunanlı gazeteci’; Yunan basınına hizmet eden
gazetecidir!
(Dili, dini, ırkı için İnsanları bölenler, Gerçek Vatan hainleridir) E.Y.