15 Ocak 2018 Pazartesi

Şafak'ı bu adam bile yıkamadı

Şafak'ı bu adam bile yıkamadı, Engin de kimmiş! CHP'nin genç milletvekilini, kolunu, bacağını kaybetmesinden çok, büyük aşkla evlendiği Paul Pavey'in kaza sonrasındaki tavrı üzdü... Tarih 24 Mayıs 1996... Saat: 9:00... Yer: Zürih Tren Garı... 19 yaşında, gencecek, cıvıl cıvıl bir genç kadın, eşiyle beraber bir arkadaşını uğurluyor. O sırada, 17 yaşında bir çocuğu hızla gelen metronun altından kurtarmak için kendini atıyor. Çocuğu kurtarıyor ancak sol kolu ile sol bacağını kaybediyor. Tren garında anında yapılan müdahale sırasında bilinci açık olan genç kadın, doktora kol ve bacağı için "Kurtarabilir misin?" diye sorar. "Hayır" yanıtını alınca da "O zaman kalanları kurtaralım, yoksa annem çok üzülür" diyebilecek kadar metanetlidir. Şafak Pavey, kazada bedeninin neredeyse yarısını kaybetti. Ancak Şafak'ı bu olaydan daha çok etkileyen şey, İngiliz eşi Paul Pavey'in tavrı oldu.... Şafak ile Paul, 1994'te Ankara'da tanıştı. Henüz 17 yaşında bir öğrenci olan Şafak ile Ankara Devlet Opera ve Balesi'nde konuk sanatçı olarak görev yapan müzisyen Paul birbirlerini çok sevdi. Bir yıl sonra İstanbul'da renkli bir düğünle evlendiler. Paul, işi nedeniyle İsviçre'ye gidince, genç kadın da büyük aşkının peşinden Zürih'e uçtu. Şafak burada hem sinema-televizyon öğrenimi görüyor, hem de Zürih Çağdaş Tiyatro ve Dans Grubu'nda dans ediyordu. Başlangıçta her şey güzeldi ancak, Şafak ile Paul'un evliliği araya giren bir başka kadın nedeniyle sarsılmaya başladı. Kazadan sonra ise Şafak'ı büyük bir hüzün bekliyordu. Paul büyük aşkla evlendiği Türk eşini kazadan sonra sadece bir kez ziyaret etti, bir daha yüzünü bile görmedi. Şafak Pavey, 19 Ocak 1997 tarihli Milliyet Gazetesi'ne kırgınlığını şöyle anlatıyordu: "Tüm yaşadıklarım bir yana, beni en çok üzen olay bu oldu. Benim ilk aşkımdı. Onun peşinden her yere taşındım. Ama o benim kadar güçlü değilmiş. Buna çok üzüldüm. Tüm olanlara rağmen ondan hiç nefret etmedim" Şafak ile Paul 1997'de boşandı. Genç kadını büyük aşkının vefasızlığı bile yıkamadı. Sallanarak hareket eden protez bacağına "Johnny Walker", protez koluna da soğuk bulduğu bir Alman ismi olan "Helga" adını taktı. Yoluna devam etti. London School Economics Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde Yüksek Lisans yaptı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği bünyesinde, Orta Avrupa Bölge Sözcülüğü, Engelli Hakları Sözleşmesi Sekreterya Başkanlığı, Cezayir, Sahra, Mısır, Yemen, Suriye, Afganistan, İran ve Lübnan Dış İlişkiler Temsilciliği gibi görevlerde bulundu. Kitaplar yazdı, filmler çekti. İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Almanca ve Farsça yetmedi, uluslararası işaret dilini de iyi derecede konuşmayı öğrendi. 2011'de CHP İstanbul Milletvekili olarak Meclis'e girdi. Halen TBMM'nin en aktif ve en sempatik vekillerinden biri. Hayat dolu... Gülmediği bir fotoğrafını bulmak bile zor.... Şimdi diyeceğimiz o ki; bu güçlü genç kadını kendisini terkeden kolu, bacağı ve "Paul'u" yıkamamış, 100 tane Engin Ardıç vız gelir, tırıs gider... Biz asıl, "Adam olmadım, gazeteci oldum" (Kaynak:Vikipedi) diyerek itirafta bulunan Engin için üzülelim. http://www.turknostalji.com/haber/safaki-bu-adam-bile-yikamadi-engin-de-kimmis-417.html — Rahime Dogan ile birlikte.